KÜRT AÇILIMI ÜZERİNE NOTLAR
|
|
06-13-2010, 04:38 AM
Yorum: #1
|
|||
|
|||
![]()
9/6/2010
Hükümet, bir takım medya ve sivil toplum kuruluşları… Hepsi bir anda Kürtlere tavizler vermek için her türlü dolambaçlı yollara başvurdu. Din yine alet edildi. Kimileri İstiklal Harbi’ne onlar da katıldı dedi, kimileri Müslüman Müslüman’ın kardeşidir dedi, kimileri de analar ağlamasın… Bugün artık bilmekteyiz ki İstiklal Harbi’ne katılanların sadece %2’si kürttü. İstiklal Harbi’ne katılan Kürtlerin oranının %2 olması savaşa katılan Kürtlerin vatan millet sevgisinden değil, Kürtlüklerini unuttuklarından veya dönemin akımlarından olan Osmanlıcılık akımına kapıldıklarından dolayı olması en mantıklı açıklamalardır. Bu söylediklerimin aksi, yani Kürtlerin Türkler’in yararına olabilecek bir savaşa isteyerek katılması, saçmalıktan başka bir şey değildir. Bu söylediklerim uydurma da değil! Osmanlı döneminde bile isyanlar çıkaran, parçalanıp uydurma bir devlet kurmak isteyen bir topluluk nasıl olur da bizim, Türk Milleti’nin İstiklal Harbi’ne yardım eder? Çevrenize bir bakın! Hiç bu milletin yararına çalışan bir kürt gördünüz mü? Ya da bu millete zararı olmayan bir kürt ? Bu konuda bir de askerde PKK ile çatışırken ölen Kürtleri önümüze sürüyor, bir takım kürt sempatizanları. “Onlar da bu vatan için canını veriyor, şehit(?) oluyor.” diyorlar. Fakat burada bir noktayı atlıyorlar ki askerde vatana ihanetin suçu ölümdür. Bilmem anlatabildim mi? Daha da açmak gerekirse; adam kendi kandaşını vurmak istemeyince komutan o soysuzu orada öldürüyor. Üzerinde Türkiye Cumhuriyeti Türk Silahlı Kuvvetleri üniforması olduğu için şehit oldu deyip yolluyorlar evine. Haa araçların içinde mayın veya bomba patlamasından ölen Kürtler varsa onun bu konuyla hiçbir ilgisi yok. Din Türk Milleti’nin en hassas olduğu meselelerdendir. Ama bir sorun var ki bizi gafil avlayan nokta da burasıdır. Bu mühim mesele İslam’a karşı çok hassas olmamıza rağmen İslam’ı gerektiğince araştırmamamızdan, onu fazla bilmememizden kaynaklanmaktadır. Peki dinimizi bilmememizin bize zararı nerededir? Zararı; dinimizin, yaşamımızda karşılaştığımız olaylar karşısında neler yapmamız gerektiği konusundaki emirlerini bilmemektir. Bunu fırsat bilen din istismarcıları hemen “Müslüman Müslüman’ın kardeşidir.” Hadisi-i Şerifi’ni öne sürüyorlar. Buna ilaveten de dinde adam öldürmenin günah olduğunu söylüyorlar. Dini meselelerdeki bu söylenenlere sözüm yok ama bu dini vaazların bizim PKK ile olan zorunlu ve dolayısıyla da haklı mücadelemizle ne alakası var anlamış değilim! Birincisi bizim PKK ile mücadelemiz keyfi değil, İsrail-Filistin ve ABD-Irak savaşları gibi. Onlar bizim topraklarımıza saldırdığı, binlerce Türk evladını masum yere ve kahpece şehit ettiklerinden dolayıdır. Bizim yaptığımız milli bir savunmadır. Peki, hiç mi yok, vatan millet savunmasını; düzeni, birliği, dirliği koruyacak tedbirlerin alınmasını öngören Hadis ve Ayet? Eh haliyle var. Peki, neden kimse bunları dile getirmiyor? Yorumu size kalmış. İkincisi madem kardeşlik ön plana sürülüyor, neden baskı hep Türk’ün üzerine yapılıyor. Mademki kardeşiz(?) onlar ay-yıldızlı bayrak altında yaşamaya, bizim(Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin) öngördüğümüz idari emirleri yerine getirmeye mecbur değiller mi? Eğer bu topraklarda yaşayacaklarsa kürt kimliklerini atıp, Türk kimliğini benimsemek zorundadırlar. Hem bu topluluk devlete ihanet ediyorken ediyor da, biz bunu önlemeye çalışınca mı günah oluyor? Analar ağlamasınmış! Tüm söyledikleri yetmemiş gibi bir de bunu dediler. Bu slogan üzerine anneler(?) toplandı: “Biz barıştık sıra sizde!” dediler. Şimdi sorarım size bunlar gerçek anne mi? Çanakkale’de olan ve örnek teşkil eden bir mesele var ki bunu Türk olarak hepimiz biliriz. Bir ana oğlunun saçına kına yakmış, oğlunu cepheye saçı kınalı bir şekilde göndermiştir. Sebebi ise oğlunu vatana kurban olarak göndermesinden dolayıdır. O günlerden bu günlere… Şimdikiler oğullarını askere göndermemek için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. Nereden nereye… Küçük bir örnek daha vereyim. Komşumuz Irak. ABD Irak’a saldırmaya başladığında Irak halkı da böyle dedi. ABD bize demokrasi getirecek, sonra analarımız ağlamayacak dediler. İşgal kuvvetlerine direniş göstermediler. Soysuzca teslim oldular. Şimdi Amerikalılar Iraklıların analarını ağlatıyor ve hatta… Abraham Lincon’un bir sözü vardır: “Güvenlikleri için hürriyetlerini feda edenler ne güvenliği ne de hürriyeti hak ederler.” demiş. Gayet de mantıklı demiş. İşte bu yüzdendir ki Irak’ın şimdiki durumuna acımak faydasız ve de gereksizdir. Şereflice mukavemet göstermek yerine soysuzca teslim olmanın cezasını çekeceklerdir. Şimdi kendi meselemize dönelim. Eğer analar ağlamasın denseydi Çanakkale geçilmez mi olurdu? Eğer analar ağlamsın denseydi yeryüzünde Türk mü kalırdı? Hatta bırakın kalmayı Türk olur muydu? Analar niye erkek çocuk doğurmak isterdi eskiden? Çünkü erkek çocuk demek, Türk Ordusu’na bir asker demekti bir de ailenin devamı. Bir zamanlar askerlik vatan borcu, namus borcuydu. Bir aile oğlu askerden kaçarsa ondan utanırdı. Ama şimdi bırakın utanmayı oğullarının askere gitmemesi türlü üçkağıtlara başvuruyorlardı. Tamam. Şunu bende kabullenebilirim. Evladı şehit olan, bu dünyadan maddi olarak ayrılan bir aile elbette ki evlatlarının arkasından gözyaşı dökebilir. Aslında ağlamaması da gerekir ama insanlık halidir, olabilir. Ama tutup da analar ağlamasın deyip PKK’ya boyun eğmek, onlarla mukavemet etmemek milli kimliğimize ihanet olur. Bunları özetlemek gerekirse tüm bu yapılanlar Kürtlerin amacına hizmet eden demogolojilerdir. Ne kadar eğitimli birey sayımız %80-90 oranında olsa da hala %80-90 oranında olan siyasi cahilleri kandırmak içindir. Dini emir ve öğütlerin sadece bir kısmını, sadece işlerine gelen kısımlarını söyleyerek insanları pasifleştirmek içindir. Yıllardan beri “Türk’üm” demenin günah sayıldığı bir milletin dimağında kalan son milli bilinci de silmek içindir. “Provokasyonlara gelmeyin!” laflarına gelmeyin. Unutmayın ki tarihini unutanlar onu tekrar yaşamaya mahkûmdur. Ne Mutlu Türk Olana! Tanrı Türk’ü Korusun ve Yüceltsin |
|||
06-21-2010, 05:35 AM
Yorum: #2
|
|||
|
|||
Cvp: KÜRT AÇILIMI ÜZERİNE NOTLAR
ALAMUT KALESİ VE KANDİL DAĞI
++++++ Alptekin CEVHERLİ ++++++ Sağ olsun dostlar ara ara eleştiriyorlar, dış politika yazmaktan pek iç konulara yönelmiyorsun diye. Doğrudur belki; ama içeride olanların dışarıdaki uzantılarını imkânlar el verdiğince gözler önüne sermek daha bir hoş geliyor nedense… Ancak bazen öyle olaylar zuhur ediyor ki, içerideki acı o kadar dayanılmaz oluyor ki, doğrudan o konuya el atmak gerekiyor. İki ayda teröre verdiğimiz şehit sayısı elliyi aştı. Afganistan’da, Irak’ta halen açık savaş halinde bulunan ABD ve müttefikleri bile iki ayda bu kadar kayıp vermediler. Bu acı; üzeri örtülmez, göz ardı edilemez bir gerçektir. Acımız büyük, yüreğimiz her zamanki gibi kan ağlıyor. Yıllardır terör olayları ile ilgili yazılar yazdık durduk. Aslına herkes ne olduğunu biliyor. Alan belli, satan belli! ABD’nin 36’ncı paralel’in kuzeyinde oluşturduğu uçuşa yasak bölge ile birlikte Irak’ın kuzeyinde palazlandırdığı GDO’lu (Genetik yapısı ile oynanmış) oluşum, sera ortamının dışında yaşayabilecek olgunluğa erişince, özerklik ilan ederek gerçek hayat ile yavaş yavaş tanıştırılmaya başlanmıştır. Önce Çekiç Güç’le “yanlışlıkla düşen” gıda ve ilaç sandıkları bölücü terörü beslemiş, ardından Türkiye, Çekiç Güç’ü kovunca bu kez de fiilen Irak işgal edilerek bölge ABD himayesine alınmıştır. Türkiye’nin “höt” deme ihtimaline karşı da askerlerimizin başına çuval geçirilip önce psikolojik saldırı yapılmış ardından, Türkiye’deki tansiyon yükselince 5 özel harekât polisimiz bölgedeki ABD karakoluna 200 metre mesafede 15 dakika çatıştıktan sonra şehit edilmiştir. Müttefik ABD askerleri ise çatışma bittikten yarım saat sonra 200 metre yolu intikal edebilmişlerdir. Diyoruz ya, aslında alan belli, satan belli… Türkiye kendi bağımsız silah sanayine sahip olmadıkça, kendi istihbarat kaynaklarını kullanmadıkça bu şehit cenazeleri (ne yazık ki) daha çoook gelir… Bölgede PKK’yı oluşturan, besleyen, kollayan Batılı müttefiklerimiz. Ama biz hem silahı, hem de istihbaratı onlardan alıyoruz. Tezada bakar mısınız? PKK taşerondur, doğru. Eskiden SSCB, Suriye kullanıyordu, şimdi ABD - AB kullanıyor, yarın Çin veya İran kullanır ne fark eder? Siz kendi gücünüzle ayakta durmadıktan sonra, demir yumruğunuzu kafalarına indirmedikten sonra ne olacaktı ki başka??? Türkiye ilk iş olarak, derhal idam cezasını gündeme getirmelidir. AB bizi kınarsa kınasın arkadaş. ABD, çatır insanları elektrikli sandalyede yakarken AB bir şey diyebiliyor mu? Çin, soydaşımız, dindaşımız Uygur Türkleri’ni kurşuna dizerken gıkını çıkarıyor mu? Suudiler kelle uçururken “hop ne yapıyorsun” diyor mu? Bize neden diş geçirsinler? Her gün şehit vermekten daha mı zor, bir idam cezası vermek? Tarihte, Büyük Selçuklu Devleti’ne kan kusturan Haşhaşiler vardır… Selçuklu Türkleri verdikleri onca kayba rağmen Haşhaşileri bir türlü ortadan kaldıramazlar. Koca Doğu Roma İmparatorluğu’na diz çöktüren, Kırım’dan Mısır’a, Arap yarım adasından Türkistan’ın ortalarına kadar hükmeden; koskoca Anadolu coğrafyasını 15 yılda Bizans’ın elinden koparıp vatan yapan Selçuklular, bizim PKK’ya benzeyen Haşhaşiler’le bir türlü baş edemezler. Ne vezirleri, ne komutanları şehit olur… Selçuklu Devleti, devlet olmanın verdiği asaletle ve onurla mücadeleyi sürdürür. Yakaladıkları Haşhaşiler’i yargılar, ıslâh etmeye çalışırlar. Bu arada Haşhaşiler bir de dini hüviyet uydurup devlet içinde devlet halini almaya başlar. Sonra mı? Moğollar gelir, Hulâgû Han birkaç gün içinde Haşhaşiliği ve onların başkenti Alamut kalesini dümdüz eder… Kandil Dağı oradayken, bilmem tarihten ders almaya gerek var mı? |
|||
07-04-2010, 06:31 AM
Yorum: #3
|
|||
|
|||
RE: KÜRT AÇILIMI ÜZERİNE NOTLAR
Kesinlikle katılıyorum. Türkiye'nin hazırda 4 tane ordusu var. Sadece 1 tanesi ile Kandile yürüse, bu iş kökünden kazınır. Fakat bu iş "Bütün orduları da Kandil'e göndersek PKK yı ortadan kaldıramayız." diyen bir GenKur Başkanı ile olmaz.
|
|||
« Eski Konular | Yeni Konular »
|
Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi